20 Mayıs 2010 Perşembe

Villa? Haksız Rekabet? Salary Cap?

Futbolda paranın karşısında durmak kolay değil. Shevchenko-Chelsea flörtü kulislerde dolanırken Gallinari ‘’Shevchenko, Milandır’’ deyip kapıyı kapatmıştı(!) O adam şimdi kariyerinin sonunda ülkesine dönüş yapan tipik yıldız eskilerinden. Manchester City’nin kalan %10’luk hissesini alarak memlekete kendi bayrağını diken Araplar’ın Kaka’ya götürdüğü 120 milyon avro’luk teklif ne tesadüftür aynı kapıdan döndü. O Kaka 67 milyon avro’ya Madrid yolunu tuttu. İki yıldır C.Ronaldo’yu alamazsınız savaşı veren Ferguson daha fazla direnemedi ve son olarak mali bataklıktan çıkamayan Valencia, D.Villa’yı satmak zorunda kaldı. Barca/Real dışındakiler bu kadar ötekileşmişken üçüncü büyüğün en kral kozunu şampiyona satmasıyla o makas daha ne kadar açılır, çukur ne kadar derinleşir, sanırım önümüzdeki yazın bir numaralı gündem konusu bu.

İngiltere (Ronaldo) ve İtalya’daki (İbra, Kaka) figür karakterlerin İspanya’ya transferi ‘’Futbolun yeni mabedi La Liga mı olacak?’’ sorusunu gündeme getirdiğinde o ara Barca’yla Real’i birbirine tokuşturmakla meşgul futbol basını ‘’Kıroyum emme para bende’’ zihniyetinin birinciyle üçüncü arasındaki puan farkının 28'e çıktığı ligde rekabet seyrinin ve buna paralel olarak lig kalitesinin düşebileceğini geç idrak etti. Ayrıca bu iki dev sanıldığı gibi Madrid’deki finali beraber oynarlar teorisini hayata geçirebilecek kadar ciddi bir fark yaratamadı diğer dünya kulüpleriyle. Manchester’ın fena bir sezon geçirmediğini, İnter’in çifte kupa artı CL finalini üst üste koyarsak ortada mali farkı tolere eden bir ikame başarısı var. Ve bugün CL finalini iki İspanyol değil bir Alman ve bir İtalyan oynuyor.

David Villa’yla başlayan furya Torres, Rooney, Ribery gibi isimlerle devam edecek. Yerel seçimler öncesi yol yaptıracağım, köprü kurduracağım vaatleriyle propaganda yapan belediye başkan adayları gibi transfer sözü verip 2. kez tahta geçen Perez yine kahveden adam toplamaya devam edecek. ''Hazır yemeyi bıraksınlar'' demiyorum ama transfer zamanı gözü dönen, sürekli taraftar gibi hareket eden Perez’in biraz topa basmasını bekliyorum. Pellegrini’yi kovup 270 milyon avro harcadığı takımın başına daha etiketli bir hoca (Mourinho) getirebilir. Fakat savunma tandeminde Garay ve Albiol oynarken Ribery peşinde koşturmaları sadece aç gözlülükle, başkanlık egosuyla ve reklam kaygısıyla açıklanabilir. Hani parayı bastırıp alırsın ama Ribery’i şu orta sahanın neresine koyarsın?

Barcelona’nın geçtiğimiz yazki hamleleri de biraz para, biraz reklam, biraz Madrid kokmakta... Eto’o gibi önceki sezon 30 gol atmış, mevcut düzende ileri üçlünün ortasında kendisi için biçilen role daha iyi bir aktör bulunamayacağına kanaat getirdiğim bir forvetin üstüne para verip Ibrahimovic’i almanın, Raul Albiol’e 15 milyon avro veren ezeli rakibine nispet yapar gibi Dmitry Chygrynskyy’e 25 milyon avro saymanın kökeninde Real’in rüzgarına sebepsiz karşılık verme içgüdüsü ararım ben.

Villa harekatıyla süratli girdiğimiz off-season arefesinde haksız rekabeti engelleyici, Stern mucidi salary cap uygulaması yine gündeme gelebilir. NBA’deki gibi pürüzsüz sonuç veren bir sistem getirilebilir mi, sanmıyorum. O çıtanın belirlenme aşaması ciddi krizler yaratır. Her ülke federasyonunun yabancı kontenjanı dahil farklı kural/prosedürü var ve bu farklılıklar arasında herkesi tatmin edecek standart bir uygulamanın çıkması zor.

Bu yaz çıldırması beklenen Sheikh Mansour bin Zayed ve kabinesini sonraya bırakıyorum. M.City’nin şampiyonlar ligi biletini alamayışına en çok ‘’Ronaldo 94 milyon avro etmez’’ diyen Platini sevinmiştir. City dördüncü bitirseydi İngiltere’de oluşabilecek yıldız göçünü hayal edebiliyor musunuz?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Real de de ciddi altyapı vardır ama oyuncular A takıma zor çıkar.

Ancak la liga iyi iş yapan yerli ispanyolların çoğunda real madrid altyapısının damgası vardır.