18 Mayıs 2010 Salı

Lakers'dan Acımasız Gerçekler

Maçtan önce Lakers için pota altı Phoenix için bench faktörü artı değerler olarak göze çarparken Suns’ın bank avantajını nört’leyecek iki done vardı elimizde. Birincisi; Suns rotasyonuna derinlik kazandıran iki oyuncu Frye ve Dudley’nin final duvarına toslama ihtimaliydi ki; ilk maç en azından benim öngörümü doğruladı. İkilinin total üretimi 2/13 isabetle 8 sayı. Dudley’nin durumu oyunda kaldığı süre içerisinde Kobe’yi savunmak(!) zorunda kalmasıyla açıklanabilir. Fakat 1/7 ile üçlük atan ve Gasol'e karşı içeride zayıf kalan Frye açık ara takımın en zayıf halkasıydı. Dragic’in 13, Barbosa’nın 11 sayısı Kobe’nin havluyu kafasında sardığı dakikalarda geldiğinden benim için istatistiklere yansıdığı kadar önem arz etmiyor. Jordan Farmar için de benzer şeyler söylenebilir. Gerçi sezon boyunca görev adamlarından istikrarlı katkılar alamayan Lakers’ta Odom 19 sayı, 19 ribaund yapıyorsa, Shannon Brown 9, Farmar 10 sayı atıyorsa bence üretimin hangi ara ne vakit gerçekleştiğinin bir önemi yok. Lakers’ın bank zaafını tolere edecek diğer nüans; Kobe 38, Gasol 37 ve Artest 36 dakika süre alıyor ve bu üçlü uzun süre sahada kaldığından geriye yedeklenmesi zaruri iki pozisyon kalıyor. Bynum’ın formsuzluğu pota altı avantajının sizde olduğu bir seride elinizde Odom ve Gasol gibi alternatifler varken fazla göze batmaz. Her seri öncesi takımın tartışmasız en yumuşak karnı olan PG pozisyonunda da Farmar ve Brown’ın göstereceği bu tip günübirlik performanslar (bunu pek sık göremesek de) ve Fisher’a 3 yıldır bu kapıdan ekmek yediren anlık play-off patlamalarıyla bir şekilde defolar kapatılabilir.

Bir gece evvel doğu finali ilk maçını seyrederken Celtics önce Howard’ı içeride agresif savunup, topu yakın aldığında faul yaparak potaya yürümesini engellemiş ve yardım savunmasıyla arka alanda Orlando’nun pas trafiğini engelleyerek 4 kısa + 1 uzun sisteminin anahtar parçası olan top rotasyonlarına çomak sokmuştu. Orlando’yla hücum stratejisi benzeşen Suns birinci çeyreğin ilk 6 dakikasında topu iyi çevirerek boş şutlar bulup 20 sayıya ulaştı. Fakat Lakers kısalarının arka alanda bol bol switch yapıp adam değiştirirek uyguladığı ve görmeye pek alışık olmadığımız savunmasına yanıt veremediler. Frye’ın 7’de 1’ini çıkarsak bile geriye kalan 15’de 4’lük üç sayı oranı kesinlikle Suns’ın rakamları değil.

Diz rahatsızlığından dolayı hafta arası idmanlara çıkamayan Kobe kelimeleri yine kifayetsiz bıraktı. Sakat hali buysa… ile başlayıp alabildiğine uzayan cümlecikler kurdum maç boyunca. 40-5-5 gayet etkileyici, daha etkileyici olanı 40’ı atarken ne kadar verimli oynadığı…Son dakikalarda şut idmanına başlayan Artest her halükarda sınıfı geçenlerden…Boyalı alan sayılarındaki Lakers üstünlüğü (20 fark) ise beklentilerin parke üzerine dökümü... Phoenix uzunlarının içeri giremediği ortamda Amare’nin 23 sayısı çoğunlukla orta mesafe şutlarıyla alakalı… Nash’in tepeden getirip uzunlara servis ettiği pick and roll oyununu bu sabah iki yahut üç kez izledik. Her seride oyun kurucu pozisyonunda zayıf kalan Lakers, Odom-Bynum-Gasol gibi farklı özellikleriyle birbirini çok iyi tamamlayan uzun rotasyonu sayesinde her seride boyalı alana hükmetmeyi biliyor. Thunder ve Jazz’dan sonra Phoenix’in de bu üçlüye bir yanıtı yok. Tıpkı Kobe’ye yanıtları olmadığı gibi…

Uzun bir seri izlemek için üretilebilecek en optimist düşünce; bugün Lakers çok ekstra oynadı. Suns diğer maçlarda bu kadar kötü şut atmaz ve türevleri olabilir. Fakat Kobe’yi sakatlık bile durduramazken, pota altında bu kadar ezici bir üstünlük yakalamışken elinde kozu bulunmayan Suns’ın göstereceği iyi şut performansı bile rüzgarın yönünü çevirmeye yeter mi, pek sanmıyorum. 4-1 Lakers’a doğru gidiyor…

Hiç yorum yok: