11 Mayıs 2010 Salı

Play-off'larda Swept Modası

Seri başlamadan evvel Amare'nin McDyess'a karşı çabuk ve atlet kalması dışında bariz bir match-up avantajı yoktu Phoenix'in. Gerisi bol soru işaretiydi. Blazers'a karşı vasat bir ilk tur performansı gösteren Nash toparlayamazsa ne olur? Robin Lopez dönmezse Duncan'ı kim tutar? Parker, Nash'in başını döndürür mü?... ile başlayan bir kara liste vardı önümüzde. Ama Phoenix her maçta bir ekstra yaratarak dört maçta bitirdi işi. Birinci maçta Nash'in 33 sayısı, ikinci maçta içeride rakip uzunlarla (Bonner/Blair) adeta voleybol oynayan Dudley ve Amundson'ın ikinci çeyreğin başında yarattıkları ikinci şans sayılarıyla 11 sayılık farkın erimesi ve üçüncü maçta Dragic'in şovu...

İlk turda savunmada kemerleri sıktığı an Dallas'ın hücum ritmini bozabilen Spurs, Suns'ın temposuna yanıt veremedi. Phoenix 4 maçta 109.5 sayı ortalama tuttururken Dallas'ın 4 maçta 90 ve altında kalması kalite ve tempodan öte Nash/Kidd farkıdır. Dallas her hücumda ''Help us Nowitzki'' diye inlerken Kidd çözümsüzlüğe çare bulmaktan uzaktı. Bugün Nash'i izleyince bir oyun kurucu oyuna nasıl etki eder daha iyi anlıyorum. Alvin Gentry müthiş bir takım kimyası yaratmış. D'Antoni döneminde 7 kişiyle oynayan rotasyon bugün Amundson'u da dahil edersek 10'a kadar uzamış durumda. Kağıt üzerinde pek ihtişamlı durmayan Dudley ve Frye eklemeleriyle daha önce zayıf oldukları bench konusunda şimdi fark yaratıyor olmaları Suns adına ayrı bir ironi.

Play-off'lar başlamadan önce Lakers'a kafa tutabilecek tek takım Denver olur diyordum. George Karl'dan bayrağı geçici olarak devralan Adrian Dantley'i görünce koçluğun ezberlere uyup zamanı gelince x'i çıkar, vakti gelince y'yi oyuna soktan farklı birşey olduğunu anladım. Sevindiğim nokta; Lakers'ın karşısına batı yakasının en formda takımının çıkacak olması...

Lakers, Jazz'ın ateşini erken söndürdü. Üçüncü maçın ilk yarısını Kobe'nin sırtında yürüdüler. İkinci yarı Gasol potaya bakmaya karar verip halkaya Artest ve Fisher'ın müthiş şut performansını ekleyince Kirilenko'nun anlık enerjisi, Korver'ın 20 sayısı yetmedi Utah'a. Takımın en zayıf halkaları Bynum ve Odom'du. Odom son anlarda peş peşe iki hücumdan ürettiği 5 sayılık oyunla günü kurtardı (!) sayılır ama Lakers'ın Phoenix'e karşı savunma sertliğini soft'tan hard'a çekmesi şart. Salt Lake'de dördüncü maçın başlamasına 1 saat kaldı. Kobe artık bu işi uzatmaz diyorum. Bu arada Orlando, Atlanta deplasmanında idman yapıyor. Magic idman yurdu vol 4... Joe Johnson bu performanstan sonra yaza istediği kontratı zor bulur!

Hiç yorum yok: