12 Mayıs 2010 Çarşamba

Beşiktaş'ın Transfer Açmazları

Aykut Kocaman-Daum polemiğinden sonra sportif direktörlük olayı bu ülke için fazla modern kaçıyor farkındayım ama bu kavramı futbolumuzun içerisine yedireceksek kaşıktan ilk tadacak takım kesinlikle Beşiktaş olmalı. Fenerbahçe’nin Aykut uyarlaması gibi Metin Tekin’i aynı mevkiye oturtup yıllanmış futbolcu eskisini GM yapma rutinine mi uyarlar, Haldun Üstünel'in siyah-beyaz olanını mı bulurlar yoksa bambaşka metodlar mı geliştirirler bilmiyorum ama bu takıma transferde yol gösterecek birileri şart arkadaş. Barca gibi tohumdan yetiştiremiyor, Arsenal gibi dünyanın dört bir yanına scout’lar gönderip yetenek avına çıkamıyorsan sanırım en makulü bu. Hoş, bizim yetenek avı dediğimiz olay teknik direktörün X futbolcusunu bir kez tribünde canlı izlemek için Avrupa’nın bilmem ne kentine yaptığı charter seferlerinden ibaret. İlhan Cavcav gibi Afrika’larda Acun Firar’da çekip, öldü fiyatına ithal siyahiler bulma devri de geçti. Şimdi devir yıldız eskilerine para bayılıp marketing yapma devri. (Neyse konudan sapmayalım)

Beşiktaş, Batuhan’ın bonservisini 2.1 milyon avro karşılığında Eskişehir’e satmış. Batuhan’ın Eskişehir’den başka bir takıma satışından %25 pay alacakmış. Gideceği takım Fener veya Cimbom olursa ayrıca 5 milyon euro’yu kasasına koyacakmış ki; bu hem çok komik hem de maalesef tartışmanın birinci dereceden mevzu bahisi değil. Mesele; Batuhan’dan adam gibi yararlanamayan Beşiktaş’ın genç oyuncuyu Sercan için 10-12 milyon avro’ların konuşulduğu ortamda 2 milyon avro gibi komik rakamlara satmak zorunda kalması…

Batuhan gençlik ateşini dizginleyemedi. Medyatize edildikçe, pohpohlandıkça beyni döndü. Erkenden kaprisli, egolu yıldız rolüne soyundu. Saha dışına taşmaya, koçuyla tartışmaya başladı, A2’ye kadar düşürüldü, buna itirazım yok. Batuhan’ın gönderilmesine de itirazım yok. Belli ki; telafisi mümkün olmayan yanlışlar yapılmış. Yoksa kimse 19 yaşındaki potansiyeli elinden bu kadar ucuza çıkarmaz, çıkaramaz. Tek üzüntüm; Beşiktaş'ın bu genç beyni disipline etmek adına biraz pişsin kisvesi altında Eskişehir’e kiralamasına, burnu sürtsün diye A2 takımına yollamasına bir futbol sever olarak seyirci kalmaktır. TV'de Arsenal’e bakıp ‘'16 yaşındaki saf sübyanları nereden bulup oynatıyorlar’’ diye hayıflanırken Hakan Şükür’den sonra gelmiş geçmiş en iyi pivot santrfor olabilecek adamı 19’unda elden çıkartmaktır.

Batuhan'a tanınan kredi bir noktadan sonra tükenmiş, birliktelik şiddetli geçimsizlik sonrası noktalanmaya yüz tutmuş evliliğe dönüşmüş olabilir. Fakat Batuhan, Serdar Özkan gibi genç oyuncuları kargoya koyan yönetimin sezon ortasında 35 yaş üstü 3 oyuncuyla masaya oturması bile kanaatimce hala transfer işinin kotarılamadığına işaret ediyor. Toraman’ın 3 yıllık imzası tartışma götürmez. Fakat 35’ine merdiven dayamış, eskisi gibi ceza sahası civarında topla buluştuğunda o ince çalımlarıyla adam eksiltip içeri servis yapma özelliği sekteye uğramış, 45 dakikayı zor kaldıran Yusuf’la uzatma gerekçesi nedir? Sol bekte İsmail gibi bir yetenek varken Üzülmez’in ayağına yeni sözleşme götürmek, bu takımın oyuncusu değil dediğim Uğur İnceman’ı bir yılı opsiyonlu 2 yıl daha takımda tutmak niye?

Son 5-6 yılda John Carew dışında hiçbir oyuncusunun satışından kar elde edemeyen, bas bas paraları Tabata’ya çalan yönetim nereye yatırım yapıyor? Geçtiğimiz yaz transfere milyonlar akıtan kulüp iki Ankara maçını çıkarırsak 31 maçta 40 gol atacak kadar kısırlaşmış. Attığı gol başı 300 bin avro’ya denk gelen Nobre’den medet umuyor. Queresma haberleriyle sözüm ona reklam yapıyor. Hem şampiyonlar ligine katılım payını hem de katılamayan Sivas’ın rızkını Tabaya basan zihniyet, Demirören’e veresiye yazdırarak veya Mansimov’un arkasına sığınarak şov uğruna Queresma’yı getirecekse varsın getirmesin… Bu kadar yanlışın içinde inşallah İsmail’ler, Rıdvan’lar, Necipler, Atınç’lar kendi yollarını bulur da yöneticilerin gözündeki at gözlüklerinin çıkmasına vesile olunur.

Hiç yorum yok: