Geçtiğimiz yıl Hiddink'in Chelsea'yle yapmaya çalıştığını bu yıl Mourinho İnter'le yaptı. Barcelona'yı oynayarak değil oynatmayarak finalin dışına itti. Camp Nou'da 3-1'i korumak için oyunu kendi yarı sahalarında kabul edeceklerini, geriye yaslanacaklarını tahmin ediyordum ama bu akşam resmen Çanakkale Geçilmez'i oynadılar. 5'li savunma hattıyla ileri uçtaki Milito arasındaki mesafenin 40-45 metre kadar olduğunu söyleyim artık gerisini siz hesap edin. Motta'nın atılmasından sonra o mesafe iyice daraldı ve 5'li hattın önüne bir 4'lü set daha dikerek 5-4-0'a döndüler. Amaç tabi ki; Barca'ya pas yaptırmayıp Messi'yi de toptan uzak tutmaktı.
Barca ikinci yarının tamamını 1. bölgede oynadı. İnter'in muhtemelen 5-10 metre arayla dizilmiş 5+4'lük defans yazılımı öne çıkmamakta diretince top 20-25 metrelik alanda dönmeye başladı. Köşeye sıkışan Guardiola kiliti Krkic'le açmaya çalışırken İbrahimovic'i oyundan alarak hata etti. Ne kadar kötü oynarsa oynasın Ibra oyunda kalmalıydı. İnter'in de üzerlerine gelmeye pek niyeti yokken defanstan bir oyuncu çıkarılabilirdi.
İnter kalesini 84'e kadar iyi savundu. 18 civarına öyle bir yığıldılar ki; 1 kişi eksik oynamanın dezavantajını hissetmediler bile. Muntari'nin ofsaytı bozduğu pozisyonda Pique'nin değme forvetlere taş çıkartacak soğukkanlılıkla attığı golle fark 1'e indi. Fakat kalan süre yetmedi ve Krkic'in gayri nizami golüyle Madrid hayali kursaklarda kaldı.
Bugün kötü futbol mu kazandı yoksa akıllı futbol mu anlamadım. Yanlış anlaşılmasın, Mourinho'ya methiyeler düzme niyetinde değilim. Bir taraftan şunu düşünüyorum: Mourinho, İnter'den bizim istediğimiz futbolu oynayarak kazanan, korkulan bir takım yaratmadığı sürece böylesine elde edilmiş anlık başarılar benim nezdimde başarı değildir. Diğer taraftan da ne kadar çirkin görünürse görünsün bir strateji üretip, bunu Barcelona'ya karşı 2 ayaklı düelloda başarıyla uygulayabiliyorsan ve dünyanın en iyi takımını alt edebiliyorsan bu da başarı değildir de nedir?
Takdir sizin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder