24 Mart 2010 Çarşamba

Zirve Yeşil Beyaz

Herkes elde kağıt kalem şampiyonluk hesapları yapıyor. Bizim de bir yerimiz şişmesin. Kimileri için son 8, kimileri için ( Bursa ve Fener) son 7 hafta. Üst taraf kaynar kazan. İlk 4’ü tersten sayarsak; Beşiktaş’ın şansı artık mucizelere bağlı ve şu saatten sonra Mustafa Hoca’nın kehanetleri de, bizim alt komşu Necati’nin üfürmeleri de şampiyonluğa yetmez. Kırılma noktası içeride kazanamadıkları Galatasaray derbisiydi. Oyuna Nobre’yle başlayıp Emre Güngör-Neill stoper hattını revire çeviren ve yan toplardan sayısız pozisyon üreten Beşiktaş’ta Mustafa Denizli’nin çift santrfor’a dönemeyerek ‘’Aman sistemi bozmayım. Taviz vermeyim’’ kaygısı 3 puanın önüne set çekti. İki Atletico maçı arasında yakaladıkları yorgun aslanı ne yapıp edip yeneceklerdi, yarışı orada bıraktılar. Kasımpaşa beraberliğiyle de kapı suratlarına kapandı. Muadillerine kıyasla en berbat fikstür onlarda; Fener ve Bursa deplasmanından toplam 4-6 puan yapmaları lazım.

Fenerbahçe’nin Galatasaray derbisinden alacağı her sonucun önemi ayrı. Kaybederlerse defteri kapatırlar. Beraberlik halinde Beşiktaş’ı devreye sokarlar. Kazanırlarsa Bursa’nın önünü açmış olurlar. Ankara bonusunu cebe koyduğumuzda kalan 7 maçta sadece 1 kez İstanbul dışına çıkacaklar. Fakat Emre ve Alex’in iteklemesiyle ve bu forvetsiz oynuyormuş görüntüsüyle Esat Dergi’nin 73-75 puan barajına biraz zor ulaşırlar.

İçeride aslan dışarıda kedi Galatasaray son 4 deplasmandan 2 puan çıkardı. Dış sahada kapanan, mücadele gücü yüksek takımları çözecek bir anahtarları yok. Reijkaard’ın geldiği günden bu yana aşılamalaya çalıştığı 4-3-3 türevi hücum futbolu göbekteki Ayhan, Mehmet Topal gibi ‘’düz’’ oyuncularla yürümez. Orta 3’lüye geri dönüşleri olan, pas yapıp ileri uca servis işini kotarabilecek elemanlar lazım. Osman abinin tabiriyle Xavi, Iniesta lazım. Devre arasında stoper krizine girilmiş gibi Londra’larda Lucas Neill kovalayan, bir ekstra yabancı için elindeki tek sağlam forveti ( Nonda) harcayanlara da selam olsun.

Fenerbahçe’yi yenerlerse o moralle Sivas ve Diyarbakır’ı dümdüz ederler. Burada yakalanacak 9 puanlık serinin ardından tepede Bursa’yla yalnızları da oynayabilirler. Düğümü de Sami Yen’deki Bursa maçı çözer.

Geldik Bursa’ya. Yeşil Timsahların 7 maçı kaldı. Şanslarına son 5 maçın sadece 1’i deplasmanda ve bu rakipleri içerisinde; Gençlerbirliği, Gaziantep, Kayseri ve Antalya gibi hedefsiz takımlar var. Ertuğrul Sağlam, Mustafa Denizli’nin aksine sürekli aynı adamları oynatarak kemikleşmiş bir kadro oluşturdu. Geri ve ileri uç hattını birbiriyle koordineli oynarak bol gol atan ve yemeyen bir takım yarattı. Artık ‘’Şampiyon olabiliriz’’ diyebilecek kadar cesaretlendiler. Arkalarında da Türkiye’nin en baba taraftar gruplarından biri var. Neden olmasın?

Bursa adına en büyük korkum geçtiğimiz sezon Sivas’ın yaşadığı panik atağa düşme ihtimalleri. Sivasspor, yarışın tamamını önde götürürken son turda start-finiş düzlüğünde motor yakan F-1 pilotu misali; 30. hafta G.Antep’e 31. haftada İst. Bş. Bld’ye kaybederek Beşiktaş’a ikram etmişti. Unutmayalım; Bursaspor henüz o kulvara girmedi.

Hiç yorum yok: