29 Mart 2010 Pazartesi

Cimbom Noktayı Koydu

Emre'nin olmadığı, sahadaki tek yaratıcı gücü Alex'in Mehmet Topal tarafından çağ dışı biçimde ( adam adama) marke edildiği ve ilerideki tek santrforunun çeşitli geyiklerle facebook'a malzeme olduğu hücum gücü asgariye inmiş bir takımla oynarken Reijkaard'ın savunma hattını bu kadar geriye çekip orta sahayı rakibe bırakması futbol diliyle nasıl açıklanabilir? Bir taktik hata mıdır? Yoksa gol yerim korkusu mu? Geri dönüşleri olmayan Jo, Santos, Elano ve Keita maç boyunca ileride çakılı kaldı, savunma dörtlüsü de geriye fazla yaslanınca defans-hücum hattı farklı gezegenlerde yaşayan iki ayrı ırk gibiydi Galatasaray'da. Mehmet Topal'la Alex'i köşe kapmaca oynatan zihniyet sayesinde ellerinde bu iki hattı birbirine bağlayacak orta saha blogu da kalmadı. Oyun Fenerbahçe'nin kontrolünde geçti.

Bir puana havada karada razı görünen Fenerbahçe idealin dışındaki orta saha yapısıyla organize olmakta zorlandı, şişirme toplarla gol kovaladı. Görüntüye bakıp hani bu takım nasıl gol atar diye sorsanız ya ileride kazanılacak bir tesadüfi duran toptan ya da ceza sahası dışından atılacak bir şutla derdim. Selçuk 30-35 metreden kaleyi yoklarken göbekte kendisini karşılayan bir sarı kırmızılı oyuncu yoktu. Leo Franco'yu ıslıklayan taraftarın çuvaldızı biraz da Selçuk'a o boşluğu veren veya verdirenlere batırması gerekmez mi?

Kurtarıcı olarak sahaya sürdüğün oyuncu kenarda ısınırken acıdan suratı ekşiyen Arda'ysa zaten burası sözün bittiği yerdir. Galatasaray buraya kadar dedi. Hem de bilerek, görerek. Reijkaard'a selam olsun.

Hiç yorum yok: